HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 05 MAYIS 2024, PAZAR





PROF.DR.ERHAN ALTUNEL İLE DEPREM ÜZERİNE ....

Kıymetli Eskişehirdden Haber okuyucuları,  malumunuz ülkemiz yıkıcı bir deprem felaketi yaşıyor. Resmi rakamlarla 50 bin vatandaşımızı kaybettik. Uzmanlar bu rakamın çok daha fazla olduğunu söylüyorlar. Binlerce yaralımız var. Neticede vatanımız olan Anadolu coğrafyası deprem kuşağı üzerinde.
06.03.2023 17:50
PROF.DR.ERHAN ALTUNEL İLE DEPREM ÜZERİNE ....
PROF.DR.ERHAN ALTUNEL İLE DEPREM ÜZERİNE ....
Depremle yaşamak ve gerekli önlemleri süratle almak zorundayız. Kısacası depremi hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamak deprem bilinciyle yaşamak zorundayız.
Kahramanmaraş depreminden alınacak dersler çıkarılacak sonuçlar var.
Bu felaket çok büyük felaket evet ama hem yarayı derinleştiren hem de felaketi büyüten depremin bizzat kendisi değil, ellerimizle yaptığımız yanlışlardır, almadığımız tedbirlerdir, yetkililerin göz yumdukları çürük, temelsiz ve yüksek katlı binalardır.
Bizde bu doğrultuda Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve aynı zamanda o bölgede yıllardır akademik çalışmalar da bulunmuş, Deprem Uzmanı Prof.Dr. Erhan Altunel hocamızla istifade edebileceğiniz bir söyleşi gerçekleştirdik.
Faydalı olması dileği ile …
Eskişehirdenhaber- (Hüseyin Turhan): Hocam uzun süredir deprem bölgesindeydiniz. Araştırmalarınız incelemeleriniz var. Tekrar gideceksiniz. Bunca yoğun iş temponuz arasında bizlere zaman ayırdığınız için teşekkür ediyoruz. Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?
Prof.Dr.Erhan Altunel : Bana bu imkanı verdiğiniz için öncelikle size ve Eskişehirden Haber  sitesinin okuyucularına çok teşekkür ediyorum. 1964 Artvin- Ardanuç İlçesi Geçitli Köyünde dünyaya geldim. Köyümüzün deniz seviyesinden yüksekliği 2.000 mt. civarında yani yayla gibi köy. İlkokulu köyde okudum. Ortaokul ve liseyi Ardanuç'ta okuduktan sonra Hacettepe Ünivesitesi Jeoloji Bölümünü okudum. Hacettepe'de üniversiteyi bitirince asistan oldum. Asistan olarak görev yaparken MilliEğitim Bakanlığından burs kazandım. Bu bursla İngiltere'ye gittim. Master'ı ve Doktorayı ingiltere'de yaptım.Doktora bittikten sonra Türkiye'ye döndüm. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi'nde göreve başladım ve 1995 yılından bu yana Eskişehir'de ikamet ediyorum. Evliyim 2 tane erkek çocuğum var. Birinin adı Çoruh birinin adı Fırat.
Eskişehirdenhaber-(Hüseyin Turhan) : Hocam Eskişehir'li hemşehrilerimizin cevabını merakla bekledikleri ilk soruyu sormak istiyorum. Eskişehir'in içerisinden fay hattı geçiyor mu? Eğer geçiyorsa hangi mahallelerden geçiyor ve Eskişehir'in zemin yapısıyla ilgili neler söylersiniz?
 Prof.Dr.Erhan Altunel : Herhangi bir yerin böyle depreme karşı tehlikeli olup olmadığını anlamak için ille de fayın olması gerekmiyor.  Önce sorunuza cevap vereyim. Eskişehir'in bulunduğu yerde yerleşim yerlerinin sınırlarının içerisinden aktif bir fay hattı geçiyor. Nereden biliyoruz bir, MTA'nın haritasına baktığımızda böyle bir fay haritalanmıştır. İki, 1956 yılında biliyorsunuz burada 6. 4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. O depremin bile kendi başına meydana gelmiş olması burada deprem üreten bir kaynağın yani aktif bir fayın varlığını gösteriyor. Bu Eskişehir'in kendi potansiyeli. Bir de özellikle büyük depremler meydana geldikleri zaman onların etki alanları vardır. Depremin büyüklüğüne göre örneğin 6 şubat'ta meydana gelen bu 7. 8 büyüklüğündeki depremin etki alanı 300.000 Kilometrekaredir. Yani bu ne demek şöyle basitçe bir dikdörtgeni düşünün 300 km genişliğinde 1000 Km uzunluğundaki bir alanda etkisi olur bu depremin yıkıcı etkisi olur. Yani binayı yıkabilir. Bakın deprem Kahramanmaraş'ta oldu yüzlerce Km.uzaklıktaki Diyarbakır'daki binalar yıkıldı.  Onun için Eskişehir'de de Eskişehir'in depremselliği değerlendirilirken sadece Eskişehir 'de fay var mıdır yok mudur ona bakmamak lazım bir de Eskişehir'i tehdit eden uzak kaynak var mıdır ona da bakmak lazım ki var. Örneğin Kuzey Anadolu fayı zaten 1999 'da  örneğini yaşadık. Deprem 110 km kuş uçuşu uzakta meydana geldi. Burada bina yıkıldı ve 37 kişi öldü o binada. İkiyüze  yakın da bilebildiğim kadarıyla oturulamaz hale gelen bina var. Kuzey Anadolu Fay hattı Eskişehir için bir tehdit. Onun üzerinde meydana gelen büyük bir deprem Eskişehir'de sarsıntı yaratacak ve yani burada işte yıkıma neden olduğunu da kendi gözlerimizle gördük. Bir başka kaynak yine örneğin Kütahya tarafında da bir aktif fay var o da yaklaşık 70 km uzaklıkta. Onun üzerinde de örneğin yine orta büyüklükte bir deprem olsa Eskişehir doğal olarak etkilenecek. Onun için sadece Eskişehir'de fay var mı yok mu? o yeterli değil bir de Eskişehir'i tehdit eden uzak kaynaklar var mıdır yok mudur? Onunla birlikte değerlendirmek lazım. Zemini sormuştunuz.  Zeminin şöyle bir şeyi vardır. Özellikle gevşek zeminler deprem dalgalarını büyütme etkisine sahiptir.  Dolayısıyla şimdi Eskişehir'de yani Eskişehir bir havza dediğimiz düzlük bir alanda. Burada porsuk nehrinin getirdiği sedimanlar var. Bir de kenarlardan köşelerden boğazla akan dereler var. Onların çökerttiği sedimanlar var. Dolayısıyla eğer herhangi bir yerde gevşek sedimanlar varsa bir de yeraltı suyu da yüzeye yakınsa deprem sırasında o zemin böyle duraysız bir davranış gösteriyor.
Yani nasıl davranacağını tahmin edemez, kestiremez ve bilemezsiniz. Onun için burada öyle bir sıkıntı var yani bu porsuk nehrinin aktığı düzlük deprem açısından böyle fazla tercih edilen bir düzlük değil. Çünkü bu havzanın  sedimanlarının  deprem dalgasının büyütme etkisi vardır. O da doğal olarak üst yapıyı daha fazla sallayacaktır.
Eskişehir'in zemin yapısı düzlük alanda alüvyon zemin. Bir alüvyon zemin bir de bu kenardaki yüksekliklerden aşının ayrışık gelen malzemelerin çökeldiği bir zemin. Ama havzanın dışına çıktığınızda örneğin Bozdağa  doğru gidin veya ne bileyim işte şu ömür mahallesine doğru gidin yüksek yüksek tepelik alanlar var. Oralar ana kaya. Oralar havza da ki zemine göre daha sağlam daha güvenilir zeminler.

PROF.DR.ERHAN ALTUNEL İLE DEPREM ÜZERİNE ....
Eskişehirdenhaber-(Hüseyin Turhan) :Erhan Hocam Eskişehir'in bu anlamda zemin bakımından incelediğimiz zaman en güvenilir ve en zayıf ilçeler neresi?
Prof.Dr.Erhan Altunel : Şu ilçe diyemezsiniz yani örneğin merkezdeki ilçelerde Odunpazarı  Ihlamurkent Odunpazarı'na bağlı ne bileyim işte şurada Vişnelik mahallesi Odunpazarı'na bağlı. Şimdi vişnelik mahallesinde örneğin porsuk'un aktığı yerler riskli yerlerdir. Ama ıhlamurkent temel kaya olduğu için oralar sağlamdır yani tercih edilen zemindir. Onun için hani böyle semt adı vermektense yani yerel özellikleriyle değerlendirmek lazım.
Eskişehirdenhaber-(Hüseyin Turhan) : Burada şöyle bir soru sormak istiyorum. Eskişehir'de bir deprem meydana gelme riski var mı? Varsa kaç şiddetinde bir deprem bekliyorsunuz?
Prof.Dr.Erhan Altunel :  Az önce söylediğim gibi 1950 yılında deprem olmuş olması burada deprem potansiyelinin olduğunu gösteriyor. Yani Eskişehir fayının deprem üretme potansiyelinin olduğunu gösteriyor. Bir de biz böyle kısıtlı imkanlarla yaptığımız araştırmalarda eski zamanlarda bu fayın deprem ürettiğine ait jeolojik verileri de görüyoruz. Dolayısıyla bir fayın depremsellik aktivitesi araştırılırken böyle sadece aletsel döneme veya yaşadığımız döneme bakmamak lazım. Biraz uzunca periyot geriye doğru gidip uzun süredeki fayın davranışını anlamak lazım. İşte o amaçla yaptığımız çalışmaları da bu Eskişehir fayının geçmiş dönemlerde yüzeyde kırık oluşturacak büyüklükte depremler ürettiğine ait jeolojik veriler var.(Hüseyin Turhan- Hocam yine önceki gibi 6. 4 şiddetinde mi olabilir?) depremin büyüklüğüyle  zemin yapısı arasında bir ilişki yok. Depremin büyüklüğü deprem sırasında kırılan yüzeyin büyüklüğü ile ilgili. Örneğin 100 kilometrelik bir fay kırılırsa onun üreteceği depremin büyüklüğü farklı olacaktır.  10 kilometrelik bir fay kırılırsa onun üreticiyi depremin büyüklüğü farklı olacaktır.Şimdi  Eskişehir'de fay zonu  diye bildiğimiz ya da bilinen bir fay zonu var. Bu fayın böyle baktığımızda tek bir çizgi yaklaşık 30 - 40 km uzunluğunda. Ama böyle tek bir çizgi gibi gitmiyor. Bu fay böyle birbirine paralel 3 tane ana parçadan oluşuyor. Bunlar 3 ya da 4 tane. Eğer onların her biri bağımsız kırılırsa örneğin orta büyüklükte depremler olur. Orta büyüklük depremden kastımız büyüklüğü  7'nin altında olan depremler. Eğer hepsi birlikte kırılırsa işte o zaman büyüklüğü daha fazla olur.7'nin üzerine çıkabilir.
Eskişehirdenhaber-(Hüseyin Turhan) : Bu süreçte bazı meslektaşlarınız eskişehir'de deprem yaklaştı diyor. Siz buna katılıyormusunuz. Birde olası İstanbul depremi Eskişehir'i hangi ölçüde etkiler?
Prof.Dr.Erhan Altunel :  Bir fayın üzerinde depremin yaklaşıp yaklaşmadığını anlayabilmek için ya da o konuda yorum yapmak için önce bir ayrıntılı araştırma yapmak gerekiyor.  Siz diyelim ki 60 yaşında birisiniz.  Örneğin davranışlarınızda bir değişiklik hissettiniz. Hemen Psikologa gidiyorsunuz. Hemen sizi o andaki davranışlarınızla mı değerlendiriyor? Hayır.  Ne yapıyor çocukluğunuza iniyor, gençliğimize iniyor, ilk evlendiğiniz yıllara iniyor ne bileyim çalıştığınız ortamı hülasa bütün bunları sorguluyor. Ondan sonra bir veri topluyor. Sizin o anki davranışlarınızı yorumluyor. Biz şimdi aletsel kayıtlara baktığımızda aletsel kayıtlar son 100 yıllık dönemi temsil ederler. Bu son yüzyıllık dönem jeolojide ya da bir fayın aktivitesinin araştırılmasında devede kulak bile değildir. O kadar küçücük bir alandır. Fayın deprem üretme potansiyelini, aralıklarını, kapasitesini anlayabilmek için mümkün olduğunca geriye doğru gidip onun davranışlarını incelemek lazım. Eskişehir'de de örneğin buna yönelik bir çalışma dediğim gibi az önce biz böyle kısıtlı imkanlarla bazı çalışmalarımız var. Ama tam anlamıyla böyle dört dörtlük bir çalışma ne yazık ki şu ana kadar yapılamadı.Bunun acil yapılması gerekiyor.Dolayısıyla kim söylüyor beni hiç ilgilendirmiyor. Böyle 3-5  yıllık aletsel  kayıtlara bakarak veya ne bileyim işte başkalarının yaptığı çalışmalara bakarak böyle bir yorumda bulunmak doğru değil. Dikkate almıyorum. 
Gelelim İstanbul depremine. Gölcük depreminde Eskişehir sallandı.  Marmara Denizi'nde şu anda bir deprem bekliyoruz. Kuzey Anadolu fayının üzerinde. Eğer o depremi gerçekleşirse oda Gölcük depremi kadar büyüklükte bir deprem olabilir. Dolayısıyla onun da yine sarsıntısını biz burada hissedeceğiz. 1999 depreminde yorulan binalar vardır. Bu arada Eskişehir'de ufak ölçekte depremler meydana geldi. Örneğin 2009'da Simav'da deprem oldu.  İşte o depremler binayı salladığında bine depremi sonuçta atlatıyor ama yani bütün hepsi bunların kümülatif olarak baktığınızda binada bir yorgunluk oluşturuyor.
Dolayısıyla Marmara denizinde beklediğimiz deprem gerçekleşirse yani Eskişehir o depremin etki alanı içerisinde olduğu için özellikle yorulmuş bina varsa, ömrünü tamamlamış bina varsa onlar hasar görebilirler.
Eskişehirdenhaber-(Hüseyin Turhan) :Teşekkürler hocam. Türkiye bir deprem ülkesi. Sizinle Eskişehir'i konuşuyoruz. Deprem için acil olarak sizce neler yapılması gerekiyor? Buradan yetkililere ve halkımıza tavsiyeleriniz nelerdir?
Prof.Dr.Erhan Altunel :  Acil neler yapılmalı. Madem ki bu Eskişehir fayı bu kadar konuşuluyor ve MTA haritasında da bu var o zaman şapkalarını önlerine alıp "bu fay olurda  da yarın bir gün faaliyete geçerse ben bunun için hazırlıklı mıyım? Ya da faaliyete geçip geçmeyeceğini biliyor muyuz?" bunu bir sorgulaması lazım. Onun için bir an önce bu Eskişehir fayının genel olarak nerelerden geçtiğini biliyoruz ama yapılması gereken; Bir bu fay ayrıntılı araştırılarak yerleşim yerlerinden geçtiği kesin yeri belirlenmeli. Yani şuradan geçiyor diye net bir şekilde ortaya koyulmalı. Eğer bu fayın yüzey kırığı oluşturma potansiyeli varsa yüzey kırığı oluşturma deprem yaratma potansiyeli varsa o zaman bu yüzey kırığı en son ne zaman meydana geldi? Bu fayın bu şekilde deprem üretme aralığı nedir? Eğer yüzey kırığı oluşturma potansiyeli varsa onun üzerinde binalar var mıdır? yok mudur? bunlar ayrıntılı bir şekilde araştırılarak gerekli önlemler alınmalıdır. Bu Eskişehir fayı için. Birde az önce söylediğim gibi yani uzak kaynakların etkilemesi sonucu eğer hasar görecek binalar  varsa bir an önce kent merkezinde ya da işte nereler de ise her yönetici kendi sorumlu olduğu alanda bina envanterinin çıkarılması lazım.
Hangi binalar 1999 'dan sonra yapıldı? Hangi binalar yapı denetim etkisi altında yapıldığı, hangi binalar örneğin imar barışından etkilenerek envantere kaydedildiği bunlar çıkarılmalı. Onlar çıkarıldıktan sonra da artık inşaat mühendisi arkadaşlarımız binanın olası bir depremde performansının yeterli olup olmadığını değerlendirecek. Yeterliyse sorun yok ama eğer yeterli değilse de arkadaşlarımızın önerileri doğrultusunda iyileştirme yapılması lazım.
Vatandaşa aslında burada çok büyük sorumluluk düşüyor. Siz örneğin içinde çalıştığınız binanın günde 8 saatiniz geçiyor depreme dayanıklı olduğunu biliyor musun? Bunu öğrenmek en doğal hakkınız. Deprem olursa başıma yıkılacak mı kendimi dışarı mı atayım yoksa yani oturayım hiç biri olmayacak mı bunu bilmek sizin en doğal hakkınız.  Ev alırken o kadar para döküyoruz evimize alıyoruz. Gidip müteahhiti sorgulayacaksınız. Ya da ne bileyim işte yapı denetim firmasını sorgulayacaksınız. Kardeşim zemin etüdü kuralına uygun yapıldı mı? Mühendislik parametreleri kuralına uygun hesaplandı mı? Bu parametlere göre üst yapı dizayn edildi mi? Yapı denetimi atılan her betonu  her demiri kontrol etti mi? Bütün bunları sorgulamak lazım. Eğer biz bunları yapmazsak o zaman Maraş'ta, Hatay'da, Adıyaman'da karşılaştığımız manzaralarla karşılaşırız.

PROF.DR.ERHAN ALTUNEL İLE DEPREM ÜZERİNE ....
Eskişehirdenhaber-(Hüseyin Turhan) :  Hocam biz zaten millet olarak başımıza gelen felaketleri çok erken unutan milletiz. Deprem olur birkaç ay konuşuruz ondan sonra herkes normal rutin yaşamına devam eder. O yüzden depremi unutmamak için özellikle deprem bilim kurulu veya deprem bakanlığı' kurulması düşüncesine ne dersiniz?
Prof.Dr.Erhan Altunel :  Bu söylediğiniz aslında başka ülkeler de var. Başka ülkelerde var ama şimdi bizim ülkemizdeki durumu artık konuşmaya gerek yok. Çünkü öyle bir şey kurulduğu zaman oradaki üyelerin nasıl seçileceğini hepimiz tahmin edebiliyoruz. Dolayısıyla eğer hakkıyla kuralına uygun olarak böyle bir bilim kurulu oluşturulursa ve o konuda gerçekten yetkin insanlar o kurulda yer alırlarsa bunun en önemli nedenleri yani en önemli etkilerinin bir tanesi vatandaşlık bilgi kirliliği olmayacak. Efendim ben tamam şurada bir şey kurul kurdum Hüseyin benim teyzemin oğlu ben onu bu konuda arıyorum, Ahmet benim amcamın eniştesi onu bu kurula alıyorum. Böyle derseniz bu işler olmaz. Böyle yapılırsa ister bilim kurulu kurun ister bakanlık kurun ister ne kurarsanız kurun bunun önüne geçemezsiniz. Burada bilimi, liyakati göz önüne alarak eğer çalışmalar yapılacaksa elbetteki bir an önce kurulmasında fayda var.
Eskişehirdenhaber-(Hüseyin Turhan) :  Hocam Avrupa'dan biraz örnek verir misiniz? Siz Dünyayı geziyorsunuz. Yani oradaki sistemle,mevzuatla  bizdeki arasında ciddi bir fark görüyor musunuz?
Prof.Dr.Erhan Altunel :  Avrupada fazla deprem görülmez. Biraz İtalya da var deprem. Onun dışında Almanya'da, İngiltere'de buralarda fazla deprem olmadığı için yani onlar buna fazla kafa yormuyorlar.  Amerika ve Japonya bunun için son derece güzel örneklerdir. Orda bir kurul(USGS) var. Biz daha Kandilli ya da Afad deprem meydana geldiğinde bu nerde olduğu büyüklüğü nedir? Onu hesaplarken USGS(Amerikan Jeoloji Araştırmaları Merkezi) depremin mekanizma çözümünü bile yapmıştı. Dolayısıyla bütün bunların hepsi, Bir; gerçekten o işten anlayan insanlara yetkiyi vereceksiniz. İki; Koşulları ve olanakları uygun hale getireceksiniz. Şuanda  Türkiye'de bilgi birikimi olarak baktığımızda bizim aktif fayları çalışan bilim insanları olarak veya depremleri çalışan jeologlar olarak bizim ne Amerika'lısından  eksiğimiz var ne de Japon'dan nede Alman'dan.Fazlamız var eksiğimiz yok!
1999'da deprem olduğunda bilim insanları dediler ki Marmara Denizi tehlikeli duruma geldi. Türkiye örneğin Marmara Denizi için örneğin 3 TL para ayırdıysa elin Avrupa'sı 100 TL para ayırdı. Geldiler burada çok ayrıntılı araştırmalar yaptılar. Şuanda bu deniz dünyanın en iyi bilinen denizi olarak karşımıza çıkıyor. İtalyanlar,Fransızlar gelmeseydi biz o araştırmaları kendi imkanlarımızla yapamazdık.
Eskişehirdenhaber-(Hüseyin Turhan) : Hocam son olarak deprem bölgesine gittiniz orada kaç gün kaldınız? Neler yaptınız?  O çalışmalardan da kısaca bahsedermisiniz birde çıkarılan dersler neler bir bilim insanı olarak gözlemlerinizi paylaşırmısınız?
Prof.Dr.Erhan Altunel : Deprem meydana geldiğinde bu bizim jeologlar için son derece önemli bir veri kaynağıdır. Biz diğer fayların davranışlarını anlayabilmek için ya da doğru yorumlayabilmek için bu depremi iyi analiz etmemiz lazım. Dolayısıyla biz jeolog  ne yapar araziye gittiğimizde gözlem yapar. Yani gözle göreceğimiz bir şey olması lazım. Binanın yıkık  olması bir jeolog için fazla bir anlam ifade etmez.  Ya da ne bileyim efendim deniz kumu kullanmış  o bizim için fazla bir anlam ifade etmez. Biz kabuktaki olayı anlayabilmemiz için gözle görülür kanıtları görmemiz lazım.  Burada da yüzey kırığı oluştu.  O yüzey kırığını deprem olur olmaz  ülkemizdeki bütün üniversitelerden meslektaşlarımız gittiler buraları haritaladılar.  Ben de onlardan bir tanesiyim.  Gittim kırığı görmek için. Çünkü bir insan ömrü hayatında bunu ya görür ya görmez.
Onun için ben örneğin diğer  arkadaşlar gibi kırık boyunca yürümedim ama o bölgede iki  tane doktora tezi yönetmiştim. Birisi Gölbaşıyla  İskenderun Körfesi arası. Şuanda da deprem gölbaşı'ndan geçen fayın üzerinde oldu. Yani doktora öğrencimin tez yaptığı yerde oldu deprem. Bir diğer depremde Hassa – Kırıkhan tarafında başka bir öğrencimin tez alanıydı orasıda.  o bölgede benim Avrupa Birliği destekli projem var. Tübitak destekli 2 tane projem var. Burada  2 tane doktor öğrencisi yetiştirdim 6-7 tane uluslararası makale var onun için   orada hangi fay nerededir ve hangi fay kırıldığında benim hangi faylara bakmam gerekir onu, bölgeyi bildiğim için biliyorum. Onun için diğer meslektaşlarımız gibi kırık boyunca yürümedim. Özellikle kırığın uç kesimlerine baktım. Nereye kadar kırılmış o kırık başka bir fayı tetikleme dediğimiz durumu  gerçekleştirir mi  gerçekleştirmez mi onu anlamak için böyle anahtar yerler belirlemiştim. Amerika'dan iki arkadaş gelmişti onlarla birlikte biz orada gözlemlerimizi yaptık Hüseyin Bey.

PROF.DR.ERHAN ALTUNEL İLE DEPREM ÜZERİNE ....
Eskişehirdenhaber-(Hüseyin Turhan) : Değerli hocam son olarak şunu sormak istiyorum. Eskişehir'de bir jeolog olarak diyelim bir vatandaşımız bir parselinde ev yapacak. Siz ona bu aşamda ne tavsiye edersiniz? Zeminle ilgili nelere dikkat etmeli?
Prof.Dr. Erhan Altunel :  Düzgün bir zemin etüdünün yapılması lazım.  O zemini oluşturan kayalar eğer kaya ise bunun üzerine siz ne kadar yük koyarsanız onu sorunsuz olarak taşır. Veya üzerine yük koyduğumuz zaman herhangi bir deprem sırasında nasıl davranır işte onu mühendislerin hesaplaya bilmeleri için zemin etüdünün iyi yapılması gerekir. Dolayısıyla vatandaşlar arsalarının zemin etütlerini kuralına uygun olarak yaptırırlarsa o zemin etüdüne bağlı olarak üst yapıyı ona göre şekillendirirlerse ve bir de eğer aktif fay varsa ve yüzeyde kırık oluşturuyorsa ondan uzak dururlarsa o zaman deprem olsa bile hiç kimsenin burnu kanamaz. Sarsıntıya bağlı olarak diyelim ki alçıpan yaptınızda  o  patladı. Veya sıva çatladı  çok önemli değil. Bizim  buradaki birincil önceliğimiz can kaybının olmaması. Dolayısıyla maddi hasar öyle  ufak tefek sorunlar her zaman yerine getirilebilir tamir edilebilir ama can kaybı geri getirebilecek şey değil.
***
İşte değerli okuyucular! Prof Dr. Erhan ALTUNEL hocamızın röportajından da anlaşılacağı üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile koordineli olarak yerel yönetimlerin özellikle aktif fay hatlarının geçtiği noktaların süratle tespit edilmesi ve belediyelerin imar planlarında gerekli düzenlemenin bir an önce yapılması gerekmektedir. Bu çalışmalar yapılırken mutlaka Erhan hocamız gibi uzman bilim insanlarının görüşlerinden de istifade edilmesi gerekiyor.
Dünyanın çeşitli bölgelerinde meydana gelen daha şiddetli depremlerde kimsenin burnu bile kanamazken, çok az can kayıpları ile atlatılırken bizde niye büyük felaket yaşadığımızı önlemek için herkes sorumluluğunun gereğini yapmak durumunda.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--














logo

   E-posta: bilgi(@)eskisehirdenhaber.com
Tüm hakları Eskişehirden Haber adına saklıdır: ©2019-2024

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr